Teil 2



Aytekin (–Ben bugün şehir meydanında gene ALLAH aşkını anlatacağım. Bize saldırırlarsa kendimizi koruyalım." dedi. Bir Allah aşığı: "–çok değerli başkanımız, ALLAH düşmanlarının Başkanı. (sizi ölü veya diri getirene bir milyon dolar ödül vereceyini ilan etti. Sizin bundan sonra açıktan konuşma yapmanız ölümünüz olabilir. " dedi. Aytekin: "–Benim için asıl ölüm Allah düşmanlarından korkmam, saklanmam, susmamdır. Benim için ebedi yaşam, ebedi mutluluk, meydanlarda insanlara Allah aşkını anlatmamdır. Allah aşkını anlatırken hapsedilenler, işkence görenler, öldürülenler ebediyyen Allah′ın mutluluk cennetinde Allah ile beraber olacaklar. Allah böyle müjde veriyor.

Bir rüya içindeyiz şimdi biz.

Acı ve tatlı. Bal ve zehir kokan.

Yaşadığımızı sanıyoruz.

ölümle uyanacağız zamanın ötesinde

Allah′ın ülkesinde.

Ben yanmalıyımki insanlar aydınlansınlar.

Allah′ı görsünler sevsinler, sevinsinler.

Git azrail vurma kapıma açmam.

Rahat döşeklerde beni arkamdan vurma.

Git! Ben Allah düşmanlarına Allah′ı anlatırken gel.

Erkekçe al canımı kaçmam. "dedi.

Allah aşığı: Aytekin′e

"–Sevgili ve kıymetli Başkanım Aytekin bey. Sen bu sözlerinle Allah′ın yanına yükseldin. Gökler kadar büyüdün. Allah (–Ben bir insan yaratacağım. O bana aşık olacak. Ben de onu seveceyim.) dedi. Işte Allah istediyini yaptı. Seni bir sevgi güneşi olarak yarattı. " dedi. Salondakiler Aytekin′e:"–çok yaşa Aytekin bey son nefesimize kadar yanındayız canımız malımız ALLAHın yolunda feda olsun. "dediler. Aytekin en sadık arkadaşlarıyla beraber şehrin meydanına geldi. 50 kadar arkadaşı Aytekin′in etrafında koruyucu çember oldular. Aytekin yüksek bir yere çıktı mikrofonu aldı. "–Sevgili insanlar biz –30 derece sovuk bir kış gününde ıssız bir çölde donmak üzere olsak merhametli birisi bize ateş getirse. Bizi ısıtsa bizi donmaktan kurtarsa biz o insana bağımlılık derecesinde aşık oluruz. Hatta ömrümüz süresince ona kul, köle oluruz. Işte yüce Allah biz donmıyalım diye üzerimizde güneşi bir soba gibi yakıyor, bizi ısıtıyor. Bizi donarak ölmekten koruyor. Yüce Allah bize bu iyilikleri bir gün deyil. Bir ömür boyu yapıyor. Biz o yüce, merhametli Allah′a ömrümüz boyunca bütün kalbimizle aşık olmalıyız. Kul, köle olmalıyız. Eyer biz Allah′ın bizim yaşamamız için yarattığı iyilikleri düşünürsek içimize Allah aşkı, Mutluluk çiçekleri dolar. "dedi.

Seyircilerin arasından biri Aytekin′e "–Herşey tesadüfen var oldu. Ben Allahın varlığına inanmıyorum. Bana Allahın varlığını ispat et. "dedi. Aytekin:"–Bir numaradan bin numaraya kadar bin adet rakamı bir torbaya koyalım. Karıştıralım ilk çekişte bir numaralı kartı tesadüfen bulmak ihtimali binde birdir. Ikinci çekilişte 2 numaralı kartı tesadüfen bulmak ihtimali 1000x1000= yani bir milyonda birdir. üçüncü çekişte 3 numaralı kartı tesadüfen bulmak ihtimali 1 milyon x1 milyonda birdir. Dördüncü, beşinci çekilişte istediğimiz numarayı tesadüfen bulmak ihtimali. Hiç yoktur. On milyon nufuslu bir şehirde trafik lambaları yanmasa trafik işaretlerinin hepsi silinse şehrin trafiğ′ini idare edenlerin hepsi işi bıraksa gitse, şehir trafiğini idare eden hiçbir kimse olmasa bir milyon otomobil şehir içinde yarış hızıyla sürseler her gün yüzlerce otomobil biri biri ile çarpışırlar. Yollarda hergün yüzlerce ölü olur. Sahipsiz bu şehirde tesadüfen hiç bir otomobilin çarpışmamasına imkan yoktur. Allah tabiat fabrikasında bin deyil, milyon deyil, milyar deyil, trilyon, katrilyon deyil henüz insanların Bilemediği kadar çok sayıda dünya gibi, hatta dünyadan çok daha büyük yıldızlar yarattı. Bu yıldızların herbiri kendi ölçülü yolunda hiç şaşmadan 150 milyar seneden beri dönüyorlar. Hiçbiri diyerine çarpmıyor. Tesadüf olsaydı biri diyerine çarpsaydı. Tabiat yıkılırdı yok olurdu. Her yıldızın arasındaki mesafe ölçülmüş gereken uzaklıkta yaratılmışlar. Mesela güneş dünyaya daha uzak yaratılsaydı bizler donar buz olurduk. Daha yakın yaratılsaydı yanar kül olurduk. Tabiattaki yıldızlardan birinin tesadüfen var olmak ihtimali hiç yoktur. Allah Tabiatı sonsuzluk derecesinde büyük yarattı. Mesela güneşin ışığı bize 8 dakikada geliyor. Yani ışık saniyede 300 bin kilometre hızla gidiyor. Eğer biz ışık hızıyla yani saniyede 300 bin kilometre hızla seyahat ettiğimizi farzetsek. En yakın yıldıza (Alfa centauri) ye varabilmemiz için hiç durmaksızın 4 seneden fazla yol almamız gerekir. Aralarında aşağı yukarı bu kadar mesafe bulunan 200 milyar yıldızın teşkil ettiği saman yolu galaksisinin bir ucundan ışık hızıyla öbür ucuna gitmemiz mümkün olsa yüz bin sene hiç durmadan uçmamız gerekir. Saman yolunun dışına çıkarsak komşumuz (Andromeda) galaksisine 2 milyon 200 bin ışık yılından sonra ulaşabiliriz. Yani biz komşumuz olan (Andromeda) galaksisinin 2 milyon 200 bin sene önceki halini görüyoruz. Belkide şimdi öyle bir galaksi yok olabilir. O galaksi parçalanmış yok olmuş olabilir. Biz bir hayal görüyor olabiliriz. O galaksi eyer yaşıyorsa bu andaki halini ancak 2 milyon 200 bin sene sonraki insanlar görebilecekler. Içinde bulunduğumuz saman yolu galaksisi gibi her biri yüz milyarlarca yıldız ihtiva eden yüz milyardan daha fazla galaksiyi hayalinizde canlandıra bilirseniz. Allah′ın yarattığı Tabiatın büyüklüğünü biraz tahmin edebilirsiniz. Allahın yarattığı tabiatımız gibi daha Milyarlar x milyarlar kadar tabiatlar bir başka merkez etrafında dönüyorlar ve daha büyük tabiat oluyorlar. Bu daha büyük tabiat gibi milyarlar x milyarlar kadar tabiatlar bir başka merkez etrafında dönüyorlar ve çok daha büyük bir tabiat oluyorlar. Bu çok daha büyük tabiatlar gibi Milyarlar x milyarlar kadar tabiatlar bir başka merkez etrafında dönüyorlar. Tabiattaki büyüme bu sekilde sonsuzluğa kadar büyüyor. Atomlar tabiatın en küçük parçası değiller. Atomdan milyarlar x milyarlar kadar küçük atomlar bir merkez etrafında dönerek bizim atomlarımızı yapıyorlar. Bizim atomlarımızdan milyarlar x milyarlar kadar küçük atomlarda tabiatın en küçük parçaları değiller. Onlardan, milyarlar x milyarlar kadar küçük atomlar bir merkez etrafında dönüyorlar. Bu sonsuza kadar küçülmeleri, bu sonsuza kadar büyümeleri bu sonsuz tabiatı yaratan ALLAH′IN büyüklüğü′de sonsuzdur. Bu sonsuz büyüklüğü anlamak için insan beyni yeterli deyil. Bin rakamın içinden ilk çekişte bir numarayı tesadüfen bulmak binde bir ihtimal 2 nci çekişte 2 numarayı tesadüfen bulmak 1000x1000=1milyon da bir ihtimal 4 ücü çekilişte 4 numarayı tesadüfen bulmak ihtimalı sıfır olduğu gibi. Tabiattaki sayısı sonsuz olan yıldızların sahipsiz olması tesadüfen var olması ve biribirleriyle tesadüfen çarpışmadan dönmesi imkansızdır. Tabiatı Muhakkak yaratan, idare eden bir Allah vardır. On milyon nufuslu bir şehir sahipsiz olursa, trafik Lambaları ve trafik işaretleri silinse tesadüfen hiç trafik kazası olmaması nasılki imkansızsa. Tabiattaki sonsuzluk kadar çok yıldızların sahipsiz olması, tesadüfen çarpışmadan dönmesi imkansızdır. Muhakkak sonsuz Tabiat′ı yaratan, idare eden bir ALLAH var. (Otomatik çalışan bir makinanın biribirlerini dönderen dişlileri hiçbir insan zekası çalışmaksızın. Hiçbir insan çalışması olmaksızın tesadüfen, istenen ölçülerde yontuldular. Tesadüfen kendiliklerinden istenen lazım olan yerlerine geldiler, dişliler tesadüfen biri birlerini dönderdiler. Makina tesadüfen çalıştı.) deseler. Inanırmısın? "dedi. Inançsız adam: "–Hayır inanmam. çünkü her otomotik çalışan makinayı yapan zeki bir insan var. Hiçbir makina tesadüfen var olamaz. " dedi. Aytekin: "– Işte sonsuz büyüklükteki tabiat makinasında galaksiler, makinanın dişlileri gibi dönüyorlar. Güneş sistemlerini dönderiyorlar. Güneş sistemleri gezegenlerini dönderiyorlar. Bu işler tesadüfen var olamaz tesadüfen var oldu diyen, makina tesadüfen var oldu diyen gibi olur. Tabiatı yaratan zeka gücü sonsuz bir ALLAH var. Tabiatın yanlışsız yaratılışını düşünürsek onu yaratan Allah′a aşık oluruz. Allah aşkı insanları mutlu ediyor. Allah dan başkalarına olan aşklar insanlara sonuçta üzüntü ve ölüm getiriyor. Onun için yalnız Allaha bağımlılık derecesinde aşık olalım. Allah dan başka şeyleri mesela paraları, güzel eşleri veya Allahın yarattığı her şeyi, herkesi sevelim. Fakat hiçbir zaman bağımlılık derecesinde sevmiyelim. çünkü Allah dan başka herşey ölümlüdür. Denizlerin üzerindeki buzdan saray gibidir. Bir gün muhakkak eriyecek yok olacak. Eğer Allah dan başka o ölümlü aşklara bağımlı olursak o buzdan aşk saraylarının eriyip yok olmasıyla. Bizde üzüntü denizinde boğuluruz. Bazı insanlar etrafındakilerden daha çok zengin olmak, daha Lüx yaşamak, daha çok şöhret kazanmak hırsıyla biribirleriyle yarışıyorlar. Irkçı diktatörler dünyayı yutmak hırsıyla diyer ülkelere saldırıyorlar. Insanları öldürüyorlar. Silah çoğaltmak için biribirleriyle yarışıyorlar. Biribirleriyle savaşıyorlar. çoğunlukla bu yarışta kaybediyorlar. üzüntü ve stress içinde ruh ve sinir hastası oluyorlar. Erken ölüyorlar. Bazıları kendilerini öldürüyorlar. Eğer yalnız. Allaha aşık olursak. Sevdiğimiz, eşimiz, veya servetimiz yok olunca (–Herşeyi Allah yapıyor. Allah hiçbir şeyi yanlış yapmıyor. Belki de böyle daha hayırlı olduğu için Allah böyle yapıyor. Benim bilgim az olduğu için ben yanlış sanıyorum.) deriz ve hiç üzülmeyiz. "dedi……………………………………………

Tam o anda on kadar ırkçılar otomobilerini Aytekin′in yanına yaklaştırdılar. Aytekini kaçırmak istediler. O anda elli kadar Allah aşığı Aytekinin etrafına toplandılar. Onu korudular. Irkçılara saldırdılar. Her vurduklarını kana boyadılar. Yerlere serdiler. Irkçılar tabancalarını çıkarttılar. Aytekine ve arkadaşlarına ateş ettiler. Otomobilerine bindiler ve kaçtılar. Aytekinin vücuduna beş kurşun girdi. Vücudu kana boyandı. Hemen ambulanslar geldiler. Aytekini ve yaralı arkadaşlarını hastahaneye götürdüler. Ameliyat odalarına aldılar. Gazeteciler, televizyon kameramanları kapıda toplandılar. Bir kaç saat sonra ameliyat bitti. Doktor dışarıya çıktı gazetecilere. "–Aytekinin vücudundan beş kurşun çıkarttık. Hayatı tehlikede. şimdi baygın. "dedi. Dünya gazetelerinin ve televizyonlarının hepsi. Baş haberlerinde:

"–Güneyden gelen Allah aşığı Aytekin. şehir meydanında halka Allah aşkını anlatırken bir kaç Allah düşmanı tarafından otomatik tabanca ile beş yerinden vuruldu. şimdi hastahanede komada.

Doktorlar: (–Hayatı tehlikede) diyorlar.

Aytekin yazdığı –Allah AşKI–isimli kitabını yüz binlerce bastırdı taraftarları vasıtasıyla dünyanın her ülkesine her eve parasız hediye etti. Allah Aşıkları Dünyanın her yerinde hızla çoğalıyorlar.) diye yayınlar yaptılar. Aytekinin arkadaşları Aytekini hastahanede devamlı korudular. Odasında, kapısında, Hastahanenin kapısında gece ve gündüz nöbet beklediler. Aytekin iyileşti. Doktor: "–Aytekin bey iyileştin evine gidebilirsin. " dedi.

Aytekin′in arkadaşları Aytekini otomobile bindirdiler hızla hastahaneden uzaklaştılar. Demokrat AYTEKINIST partisinin merkezine getirdiler.Salondaki Allah aşıkları Aytekini sevgiyle kucakladılar. "–Sen çok yaşa Allah aşığı Aytekin bey! "diye alkışladılar. Aytekin onlara: "–Sevgili arkadaşlarım. Irkçılar bize olan kin ve düşmanlıklarını artırdılar: çok tehlikeli oldular. Bundan sonra bize silahlı saldırıya geçecekler. Hayatımızı korumak için hepimiz mermi geçirmeyen çelik yelek ve çelik şapka giyineceyiz. Yanımızda devamlı tabanca taşıyacağız ve devamlı toplu bulunacağız. Evimizin etrafında 4 tane iyi kurt köpeği besliyeceyiz. 24 saat devamlı sırayla nöbet bekliyeceyiz. Tanımadığımız hiçbir kimseyi evimize yaklaştırmıyacağız hepimiz evimizde bile çelik yelek, çelik şapka giyeceyiz tabancalı olacağız. Apartmanımızın her katında alarm olacak. Bir saldırı halinde hepimiz. Uyanacağız. Ben yarın çelik yeleyimi çelik şapkamı giyineceyim belime tabancamı takacağım. şehir meydanında halka Allah aşkını Demokrat AYTEKINIZMI anlatacağım. Benimle gelmek istiyenlerde benim yaptığım gibi çelik yelek ve çelikşapka giyinsinler. Tabancalarını bellerine taksınlar. O zaman zarar veremezler. "dedi. Aytekin şehrin meydanında yüksek bir yere çıktı. Mikrofonu aldı. Etrafındaki arkadaşları ve kendi çelik miğferli, çelik yelekli, tabancalıydılar. Aytekin: "–Sevgili insanlar, sevgili kardeşlerim. Siz kumdan başka hiçbir şey olmayan binlerce kilometre büyüklüğündeki bir kum çölünün ortasında günlerce aç ve susuz kalsanız, açlıktan ve susuzluktan ölmek üzere olduğunuz zaman merhametli bir insan gelse size su içirse, size güzel yiyecekler yedirse, sizi ölümden kurtarsa. O insanı aşk derecesinde seversiniz. Hatta ona ömrünüz süresince köle olursunuz. Işte sonsuz tabiatı, insan yapan bir fabrika gibi yaratan yüce Allah yarattığı biz insanları her an ölümden koruyor. Donmamamız için güneşi üzerimizde bir soba gibi yakıyor, bizi ısıtıyor. Susuzluktan ölmememiz için yağmurları yağdırıyor. Açlıktan ölmememiz için çeşitli meyvalar, çeşitli sebzeler yaratıyor. Biz bahçelerde gezerken yememiz, doymamız için dallardan bize uzatıyor. Yüce Allah bu iyilikleri bize yalnız bir gün için deyil. Bir ömürsüresince devamlı yapıyor. O halde biz o yüce Allaha bağımlılık derecesinde aşık olmalıyız. Allaha şukür etmeliyiz. çok akıllı ve çok merhametli bir insan. Susuzluktan ağlıyan bir şehre su pompaları yaptı. Yeraltı sularını bu su pompalarıyla çekti. şehrin her sokağına su çeşmeleri yaptı. Tarlalara su pompalarıyla yağmur gibi su püskürttü. Sebzeler, meyvalar yetiştirdi. şehrin halkı o merhametli insanı kendilerine başkan yaptılar. Her gün onun her istediğini yaptılar. Ona teşekkür ettiler. O merhametli adam. Onlara dedi : "–Bu sulama işleri hiçbir insan zekası ve çalışması olmaksızın tesadüfen var olmadı. Bu işleri bana Allah yaptırdı. Allah tabiatı evrimlerle otomotik çalışan su pompası gibi yarattı. Sıcak günlerde denizlerin, göllerin, nehirlerin sularını güneş ısısı ile buharlaştırdı. Göye yükseltti. Bulutları yarattı rüzgarları gönderdi. Bulutları suzuz topraklara gönderdi. Oralara yağmurlar yağdırdı. Dereleri ve nehirleri akıttı. Yeraltı sularını yarattı. Eğer Allah yeraltı sularını yaratmasaydı, beni yaratmasaydı. Ben Size bu su pompalarını yapamazdım. şehrinize su getiremezdim. Bana teşekkür etmeyin. Allah′a teşekkür edin. Eğer bir insan Allahın varlığını inkar ederse. (Tabiat ve yağmurlar tesadüfen var oluyor yapan yok) derse. (Bu susuz şehre su pompaları tesadüfen var oldular. Pompalar yeraltı sularını tesadüfen çektiler, bu şehrin her sokağına, her tarlasına su boruları tesadüfen döşendiler. Sular tesadüfen püskürdüler. Bunları yapan yok.) diyen insan gibi olur. Biz Allaha inanmalıyız. Allah′a şükür etmeliyiz. Allahtan başka herşeyi yalnız bize Allahı hatırlattığı için sevmeliyiz. Fakat hiçbir zaman bağımlılık derecesinde aşık olmamalıyız. Insan kalbi küçüktür. Oraya Allah aşkından başka hiçbir aşk sığmaz "dedi. Dinleyicilerin arasından biri Aytekin′e: "–Ben Allahın varlığına inanmıyorum. Bana Allahın varlığını ispat et. "dedi. Aytekin: "–Evrimlerle otomotik çalışan bir ilaç fabrikası düşün. Yürüyen bantların iki tarfında otomatik çalışan robotlar var. Bu robotlar yürüyen bantta önlerine gelen kablara çok çeşitli kimyasal maddelerden herbirini en hassas terazilerle ve ölçülerle ölçerek koyuyorlar, birleştiriyorlar, ilaçlar yapıyorlar. Eğer bir kimyasal maddeyi mesela afyonu lâzım olan miktardan daha fazla koysalar o, ilaç olmaz, zehir olur. Yiyen insanı öldürür. (Bu evrimlerle otomotik çalışan, ilaç fabrikası hiçbir insan zekası çalışmaksızın, hiçbir insan gücü çalışmaksızın tesadüfen var oldu, tesadüfen ilaç yapıyor. Diyebilirmiyiz?) "dedi. Inançsız adam: "–Hayır. Olamaz. Muhakkak o ilaç fabrikasını yapan zeki bir insan var. "dedi. Aytekin o inançsız adama: "–Işte biz insanlar o basit ilaçtan çok daha mükemmeliz. Vücudumuz, binlerce kimyasal maddelerin en hassas tartılar ve ölçülerle istenen oranda birleşmeleriyle var oluyor. ALLAH evrimlerle otomotik çalıştırdığı tabiat fabrikasını evrimlerle yarattı. Bu evrimlerle otomatik çalışan tabiat fabrikasına insanları yaptırıyor. Insan vücudunda yüz trilyon hücre var. Bu hücrelerin her birinde 46 kromozom var. Bu kromozomların sayısı tesadüf olsaydı. Birkaç fazla veya birkaç eksik olsaydı. Insanlar yaşıyamazlardı. Bu kromozomlarda bulunan DNA larda tesadüfen bir hata olsaydı. Insanlar yaşıyamazlardı. Veya şekli, karakteri başka olurdu. Insan hücresindeki binlerce DNA molekkülünden her berinin boyu insanın kendi boyundan daha uzundur. Bir insan vücudundaki DNA molekküllerini çözerek uzunlamasına arka arkaya dizsek. Dünya ile güneş arasında bu molekküllerle 400 defadan fazla yol olurdu. Fakat yüce Allah DNA molekküllerini kıvrılma ve bükülme yoluyla çok küçük bir hacme sığdırarak binlercesini bir hücrenin içine sığdırmıştır. Zamanımız hücre alimleri insan vücudundaki bir tek hücrede bulunan DNA molekküllerini her cildi 20 bin sayfa ihtiva eden 46 ciltlik bir dev ansiklopediye benzetmekteler. Her bir alyuvar (Eritrosit) hücresinde 280 milyon kadar hemoğlobin molekkülü var. Insan vücudu her saniye üç bin milyar hemoğlobin üretiyor. Teneffüs faaliyetinin yürütülmesinde en önemli görev üslenen hemoğlobin molekkülü tesadüfen az olsaydı ölürdük. Yetişkin bir insanın vücudunda 29 trilyona yakın alyuvar (eritrosit) hücresi var. Bu daha az olsa ölürüz. Insan vücudunda 5 gram demir var. Daha az veya daha çok olsa ölürüz bir mm³ kanımızda 5 bin veya on bin (Lökosit) ak yuvar var. Bu ak yuvarlar vücudumuza giren mikroplarla savaşır ve mikropları öldürürler, kanserli hücreleri öldürürler, çoğalmasını önlerler. Eğer ak yuvarlar (Lökosit) az olursa mikroplara yenilirler. Mikroplar, kanserli hücreler çoğalırlar, bizi öldürürler. Bir mm³ kanımızda 150 bin veya 400.000 trombsit hücreleri var. Bu sayı az olursa biryerimiz kanadığı zaman kanımız hiç durmaz kan kaybından ölürüz daha çok olursa damarlarımız tıkanır ölürüz. Kanımızdaki kalsiyom, potasyum, oksijen oranları daha az olsaydı kalbimizin kas ritmi bozulurdu. Biz kalp krizinden ölürdük. Kanımızdaki şeker oranı istenenden az veya çok olsaydı şeker komasına girerdik ve ölürdük. Kanımızdaki kolestrol oranı daha fazla olsaydı. Kan damarlarımız tıkanırdı ve ölürdük. O basit ilaç bile hiçbir insan zekasının çalışması olmaksızın tesadüfen var olamıyorsa o basit ilaç fabrikası bile hiçbir insanın zeka gücü ve çalışması olmaksızın var olamıyorsa, o halde bu çok mükemmel insan vücudu ve onu evrimlerle yapan sonsuz ve çok mükemmel tabiat fabrikasıda hiçbir yapanı olmaksızın tesadüfen var olamaz. Muhakkak insanı ve tabiat fabrikasını evrimlerle yaratan çok yüce bir Allah var. Eğer bir insan tabiatın bu evrimlerle var oluşunu hiçbir zeka önceden düşünmedi. Yapmadı. Tesadüfen var oldu derse (–ilaç fabrikası ve ilaçlar hiçbir insan zekası çalışmaksızın. Evrimler yolu ile tesadüfen var oldu.) Diyen insan gibi olur. Yüce Allah evrim sistemiyle kanımızdaki beyaz küreleri (bağışıklık sistemi) bir operatör doktor gibi kanserli hücreleri öldürüyor, vücuttan atıyor, mikropları bulup öldürüyor. Eyer bir insan (–insan vücudu ve bağışıklık sistemi tesadüfen var oldu, Allah yok.) Derse, kanserli hastayı operatör doktor olmaksızın bir bıcak tesadüfen geldi, kanserli yeri kesti, attı.) diyen insan gibi olur. Yüce Allah beynimizi evrim sistemiyle bir kompyto (bilgisayar) gibi yarattı. Kompytonun (Bilgisayarın) daha önceki yazılanları gösterdiyi gibi beynimiz daha önce olan olayları hatırlıyor. Eyer bir insan (–insan ve beyni tesadüfen var oldu. Yaratan Allah yok.) derse (–kompyto tesadüfen var oldu yapan yok.) diyen gibi olur.) Yüce Allah kalbimizi evrim sistemiyle bir su pompası gibi yarattı kalbimiz kanımızı, karaciyerimize, akciyerimize, böbreklerimize pompalıyor. Oralarda kanımız temizleniyor. Eyer bir insan (– kalbimizin kanı pompalaması, temizlemesi tesadüfen var oldu, yaratan Allah yok.) derse şehrin su pompasının suları temizlemesi ve şehrin her evine pompalanması işlerini yapan yok tesadüfen oldu.) diyen gibi olur. Dedi. Inançsız ateist: "–Ey tabiatı ve beni yaratan, zeka gücü sonsuz olan Allah′ım senin varlığına inandım. "dedi. Aytekin: "–Insanı ve tabiat fabrikasını yaratan çok yüce bir ALLAH var. ALLAH herşeyi doğru yarattı. Hiçbir şeyi yanlış yaratmadı. Onun için kötü sandığınız hiç bir olaya (Allah böyle yapmasaydı.) demeyin. üzülmeyin. (Allah böyle yapmasaydı daha kötü şeyler olurdu.) deyin, sevinin. Dünyanın yamuğunu düzeltin. Top yapın oynayın. Dünyanın gam yükünü sırtınızda taşımayın ayaklarınızın altına alın. üzerinde en neşeli müzikler yapın dans edin. Ayaklarınızı vurduğunuz her yerde üzüntü yilanlarını öldürün. Onları mutluluk çiçekleri yapın. "dedi. O anda gene on kadar ırkçılar Aytekin′e ateş ettiler. Aytekin ve arkadaşları da hemen o ırkçılara ateş ettiler. Aytekin ve arkadaşları çelik yelekli ve çelik şapkalı oldukları için hiç bir yara almadılar. Fakat Allah düşmanlarının hepsi yaralandılar, otomobilerine bindiler, kaçtılar. Irkçılar Başkanlarına telefon açtılar.

"–Sayın Başkanım. Allah aşığı Aytekini öldürmek için her çareye baş vurduk. Kendisi ve yüzlerce arkadaşları, fedaileri devamlı hatta gece yatakta uyurken bile çelik yelek, çelik şapka giyiniyorlar. Yastıklarının altında otomotik silahları var. Devamlı toplu yaşıyorlar. Apartmanlarında alarm sistemi var. Yaklaşanlara hepsi birden ateş ediyorlar Aytekini öldürtmek için gönderdiğim ajanların hepsi yaralı, kanlar içinde geldiler. Aytekini ve yardımcılarını öldürebilmemiz imkansız. "dedi. Karanlık ülke Hükümetinin zalim diktatörü çok sinirlendi. Yüzü gene kavga eden köpeğin yüzü gibi korkunç oldu. Elindeki telefon titredi, yere düştü. Başını iki avucunun içine aldı. Düşündü. Aytekinin telefonunu çevirdi.

Aytekin: "–Ben Allah aşığı Aytekin. "dedi.

Karanlık ülkenin Başkanı: "–Ben Karanlık ülkenin Başkanıyım. Seninle anlaşmak istiyorum. Eğer Allah aşkını bırakırsan, Demokrası Partisini bırakırsan benim emirlerime itaat edersen. Sana hemen on milyon dolar göndereceğim. Dünyanın en güzel kadınlarından hangilerini beyenirsen hepsi senin olacak. Yakında kuzey ülkesinide, güney ülkesini de alacağım. O zaman seni oralara vali yapacağım. Eğer bu teklifimi kabul etmezsen, Allah aşkı Demokrasi davasına devam edersen seni ve sana inananların hepsini öldürteceyim. "dedi. Aytekin: "–Allah aşkından başka, aşkların hepsi hatta senin on milyon doların, dünya güzeli kadınlar. ülkelerin kırallıkları. Denizlerin ortasındaki buzdan saray gibidir. Eğer Allah aşkını terk edersek. O buzdan saraylara yerleşirsek, o buzdan saraylar bir gün gelecek muhakkak eriyecekler. Altımızda yok olacaklar. O zaman biz üzüntüler denizinde boğulacağız. Allah aşkı sağlam kayalıklar üzerindeki mermer saraylar gibidir, yıkılmaz. O saraya yerleşirsek yalnız Allah′a aşık olursak hiçbir şeye üzülmeyiz. Dünya hayatında daha mutlu, daha sağlıklı oluruz. Dünyada ve ahirette sonsuza kadar cennette oluruz. "dedi. Karanlık ülkenin zalim diktatörünün elleri gene sinirden titredi. Yüzü gene kavga eden köpeğin yüzü gibi korkunç oldu. şaşı gözleri kırpıştı. Köpek havlaması gibi bağırdı. "–Seni de sana inananları da işkencelerle öldürteceyim. " dedi. Telefonu kapattı. Hemen Güzellik Kıraliçesi yaseminin telefonunu açtı. Yasemin "–Ben Yasemin. "dedi.

Allah düşmanı: "–Sevgili yasemin ben karanlık ülkenin başkanıyım. Sana on milyon dolar vereceğim. Aytekini öldür.) dedi. Yasemin (–Emrini yapacağım.) dedi. Yasemin Aytekin′e yaklaştı. Elini tuttu sıktı. Eyildi.

"–Ben senin Allah aşkı isimli kitabını okudum. çok beyendim. Allaha aşık oldum. Devamlı sizin yanınızda, sizinle beraber Allah aşkını insanlara aşılamaya karar verdim. "dedi. Aytekin′in gözleri sevinçle parladı. "–çok memnun oldum. "dedi. Aytekin ve Yasemin yanyana oturdular. Aytekin: "–Sevgili Yasemin biz burada her gün toplanıyoruz. Bu Allah aşkı isimli kitaptan birkaç sahife okuyoruz. Ve açıklamalarını yapıyoruz. Sizinde her gün buraya gelmenizi çok istiyoruz. "dedi. Yasemin: "–Memnuniyetle her gün buraya geleceyim. Ve sizin derslerinizi dinliyeceyim. "dedi. Iri yeşil gözlerini iki yeşil büyücü feneri gibi. Açtı. Aytekin′in gözlerine büyülercesine baktı. Aytekin′in kalbi bir anda yerinden kopacak gibi hızlı çarptı. Yaseminin altın sarısı dalgalı saçlarının arasında parlayan iki iri yeşil gözlerine baktı. Bütün vucudu aşk arzularıyla titredi. Yasemin, her gün Aytekin′in yanına geldi. Onun nasihatlarını dinledi. Beraber Allah aşkı kitabından parçalar okudular. Aytekin: "–Sevgili Yasemin. Allah dan başka her şey ölümlüdür. Denizlerin ortasındaki buzdan saray gibidir. Allah dan başka birisine bağımlılık derecesinde aşık olursan. O denizlerin üzerindeki buzdan saraya oturmuş olursun. Bir gün o buzdan saray erirse, altında yok olursa, üzüntüler denizinin ortasında boğulursun. Allah ölümsüzdür. Allah aşkı ölümsüz mutluluktur. Kalbine ALLAH aşkından başka bir aşk sokarsan, kalbindeki Allah aşkını zayıflatırsın, mutluluklarını yıkarsın. "dedi. Yasemin iri yeşil gözlerini gene ayırdı. Iki büyücü feneri gibi. Aytekinin gözlerini büyüledi. Kalbini kütürdetti. Damarlarına aşkını doldurdu. Onu aşkıyla titretti. Aytekinin bakışları yavaş yavaş aşk bakışlarına dönüştü. Yasemin Aytekin′in kendisine aşık olduğunu anladı. Cesaretlendi, yüzünü Aytekinin yüzüne değirir gibi yaklaştırdı. Nefesi Aytekinin yüzünü okşadı. Haftalar, aylar böyle geçti. Yasemin devamlı büyüleyici gözleriyle Aytekinin gözlerini büyüledi. Fakat ava giderken avlandı. Aytekinin gözlerinden kalbine girmeye çalışırken, Aytekini kendi iri yeşil gözlerinden kalbine aldı. Yasemin artık Aytekin′e bağımlı bir aşık oldu. Onu görmediyi gün. çöllerde, günlerce susuz kalmış bir insan gibi aşk susuzluklarının ıztırabını çekiyordu.

>>>> <<<<

Yasemin bu akşam en güzel yemeklerini pişirdi. Sofraya dizdi. En güzel, en çekici elbiselerini giyindi. Gözlerini, yanaklarını, dudaklarını boyadı. Güzelliği on misli arttı. Kelebek bekleyen sarı bir gül gibi oldu. Gül gibi kokular süründü. Altın sarısı saçlarını dalgalı yaptı çıplak omuzlarına döktü. Kapısının karşısındaki Aytekinin kapısına geldi zile bastı. Kapıyı Aytekin açtı. Yasemin′i görünce gözleri sevinçle parladı. Kalbi davullar çaldı. Yasemin ince belini kıvırdı. Altın sarısı dalgalı saçlarını savurdu. Iri yeşil gözlerini açtı gülümsedi. "–Sevgili Aytekim senin için en güzel yameklerimi pişirdim, sofraya dizdim. Gel beraber yiyelim. "dedi. Aytekin hemen yaseminin elini tuttu. Yaseminin odasına girdiler. Oturdular. Yasemin teype bir müzik kaseti taktı. Aytekin′in elini tuttu kendine çekti. Yasemin′in iki iri yeşil gözleri Aytekinin kalbine girdi aşk doldurdu. Aytekin aşk arzusuyla titredi. Yaseminin güzel gözlerine, kalbinden vurulmuş yaralı bir aşığın Yalvaran bakışlarıyla baktı. Yasemin Aytekinin yalvaran bakışlarından her şeyi anladı. Aytekin aşık olmak korkusu ile titredi. Yasemin: "–Sevgili Aytekin′im çelik yeleğini çıkartırsan dans ederiz. "dedi. Aytekin işitmemiş gibi davrandı. Konuyu deyiştirdi.

"–Sevgili Yasemin gözlerin çok güzel sen yalnız kuzeyin deyil hatta Dünyanın en güzel kadınısın. "dedi.

Yasemin: "–Teşekkür ederim sevgili Aytekin′im. "dedi. Onun dudaklarını daha ateşli bir aşkla öptü.

"–çok yoruldum ve çok terledim. Benim duş yapman lazım. "dedi. Aytekinin önünde tamamen soyundu, duşa girdi.

Belini kıvırarak: "–Sevgili Aytekin′im su ılık çok güzel duş yapmak insan′a zevk veriyor. Sende soyun gel. Beraber duş yapalım. "dedi. Amacı Aytekinin çelik yeleyini, çelik şapkasını çıkartmaktı.

Aytekin: "–Ben istemiyorum. "dedi. Yasemin duştan çıktı. Giyindi. Geldi. Yemek masasına oturdular. Yediler.

Aytekin: "–Sevgili Yasemin her şey için çok teşekkür ederim. "dedi.

Yasemin: "–Sevgili Aytekim her akşam gel seni bekliyorum. "dedi. Aytekin kalktı.

"–Allaha ısmarladım." dedi. Evine gitti. Aytekin yatağına yüzüstü kapandı yüzünü iki avucunun içine aldı. Hıçkırarak ağladı. O gece hiç uyuyamadı. Sabaha kadar Yasemin′in güzel hayalini seyretti. "–Sevgili Allahım kalbimdeki ALLAH aşkını öldürmek için Allah düşmanları benim kalbime makinalı tüfeklerle mermi yağdırdılar. Genede kalbimdeki Allah aşkından bir zerre bile koparamadılar. Ben içimdeki Allah aşkının verdiyi zevkle o mermilerin acısını bile duymadım. Kalbimdeki Allah aşkının zevkinde hiçbir azalma olmadı. Fakat o mermilerin yapamadığını şimdi. Senin yarattığın bu güzel Yasemin yapıyor. Sevgili allahım sen Yasemin′in gözlerini iki iri yeşil büyücü Lambası gibi yarattın. ölüye baksa ölüyü dirilten, diriye baksa diriyi öldüren iki iri yeşil büyücü Lambası. Ben senin aşkınla yanmıştım. ölmüştüm. Allahın aşkından başka hiçbir aşkı kalbime sokamam. çünkü artık ben bir ölüyüm. Demiştim. O iki sihirli büyücü göz beni yeniden diriltti. Aşk oldu kalbime girdi. Kalbimde büyüdü. Senin aşkını küçültmesinden korkuyorum onun aşkını kalbimden atamıyorum. çünkü ben artık güçsüzüm. Ben yalnız sana aşıkken aslanlar gibi cesurdum. şimdi iki iri yeşil gözlerin kölesi oldum.

Aslanlar titrerken Pençeyi kahrımda

Beni bir ahu gözlüye Köle etti felek. "dedi uyudu.

Ruyasında kendini Yasemin ile evlenmiş. Onunla beraber yatıyor, sevişiyor gördü. Uyandı yanında Yasemin′i aradı. Göremeyince gördüğünün rüya olduğunu hatırladı. Yasemine sarılıyor gibi yastığına sarıldı. Hiçkırarak ağladı.

"–Allahım. Ben bu sabah iki ruhlu bir insan gibi uyandım. Ruhumun biri: Allah aşığı Aytekin. öbürü Yasemin′in aşığı Aytekin içimdeki bu iki ruh devamlı biribirleriyle savaşıyorlar. Ben iki ateş arasında kaldım yanıyorum iki taş arasında kaldım eziliyorum. Iztıraplar içindeyim. "dedi. Bağırarak ağladı Allah düşmanlarının başkanı. Yasemine telefon açtı.

"–Sevgili Yasemin. Seni Aytekin′i öldürmen için görevlendireli aylar oldu. Senin pencerenin karşısındaki, yolun öbürtarafındaki daireyi kiraladık. Pencereden dürbinle devamlı seni gözetliyoruz. Her gece Aytekinle berabersin. Hiçbir defa bile Aytekin′in çelik yeleğini, çelik şapkasını tabancasını çıkarttırmadın. Neler oluyor? Niçin görevini yapmıyorsun? Bana oyun oynamaya kalkışırsan, Aytekin′i öldürmezsen hiç acımadan senide Aytekinle beraber öldürtürüm. "dedi. Yasemin telefonu kapattı. Aytekinin kapı ziline bastı. Kapıyı Aytekin açtı. Gözleri. Sevinçle parladı. Yaseminin yüzündeki çizgiler ağıt yazıyordu.

"–Sevgili Aytekinim ben çok üzgünüm. Beni deniz sahilindeki çam ağaçlarının altına götür. "dedi.

Aytekin: "–Olur sevgili Yasemin. Benimle gel. "dedi. Otomobile bindiler, Aytekin otomobili deniz sahilindeki çamların altında durdurdu. Heryer renk, renk çiçeklerle süslü kuşlar güzel sesleriyle aşk müzikleri yapıyorlar. Kelebekler çiçeklerin üzerinde dans yapıyorlar. Yasemin Aytekine sarıldı Ve onu öptü.

"–Sevgili Aytekin′im ben seni Julyetin Romeoyu sevdiği gibi seviyorum. Sende beni seviyormusun? "dedi.

Aytekin: "–Sevgili Yaseminim, sen daha anlıyamadınmı? Ben seni Romeonun Jülyeti sevdiği gibi seviyorum. Eğer mümkün olsa dünyadaki aşkların hepsini terazinin bir tasına koysalar öbür tasınada benim sana olan aşkımı koysalar. Benim sana olan aşkım ağır basar. Yeşil gözlü büyücü kız beynimi yuttun. Ben artık senden başka hiçbir şey düşünemez oldum. Sen kalbini benim kalbime yapıştırdın. Beynini beynime yapıştırdın. Sen giderken kalbimi kalbinle beraber sündürdün. Götürdün. Beynimi beyninle beraber sündürdün götürdün. Dayanılmaz acılar içinde kaldım. "dedi. Yasemin Aytekine tekrar sarıldı onu öptü.

′′–Sevgili Aytekinim benimle evlenirmisin? "diye sordu.

Aytekin: "–Evet sevgili Yaseminim. Seninle evlenirim. "dedi.

Aytekin ve Yasemin evlendiler, yatak odalarına girdiler. Aytekin odanın kapısını kilitledi. çelikşapkasını, çelikyeleğini çıkarttı. Yere attı. Tamamen soyundu yatağa yatı. Yasemin Aytekin′in güzelliğini seyretti gözleri aşk arzularıyla doldu. Bütün vücudu aşk arzularıyla titredi. Tamamen soyundu kendini Aytekinin kolarının arasına attı. Saatlerce büyük bir aşkla seviştiler. Yaseminin aşk çığlıkları gülüşleri yatak odasının duvarlarını çınlattı. Aytekin sevişmekten yorgun derin bir uykuya daldı. Allah düşmanları örgütünün başkanı sinir krizine girdi. Telefonu aldı Yaseminin numarasını çevirdi. Köpek havlaması gibi bir sesle

"–Yasemin eyer sen Aytekini öldürmezsen ikinizi birlikte öldüreceğim! "diyerek bağırdı. Yasemin yatakta çıplak uyuyan Aytekin′e baktı, onu öldürmek için kalktı. Elbise askısına gitti. Ceketinin cebindeki susturucu takılı tabancasına dokundu. Kalbi davul çalar gibi (Ay–te–kin, Ay–te–kin.) diyerek çarptı. Yasemin o anda Aytekinin kalbinde olduğunu, kalbinde aşkla çırpındığını anladı. Tabancasını bıraktı. Yüzünü Aytekinin yüzüne sürdü onu büyük bir aşkla öptü, uyandırdı. Gene saatlerce seviştiler. Yorgun, bitkin uyudular.

Sabah güneşi Aytekinin yanaklarını öperek uyandırdı. Aytekin gözlerini açtı. Kendini ve Yasemini çıplak sarılmış vaziyette görünce yüzünü iki avucunun içine aldı. Hiçkırarak ağladı. "–Allahım ben seninle olan aşkıma leke sürdüm. Ben (kalbime senin aşkından başka hiçbir aşkı sokmıyacağım.) Diyerek söz verdim. Sözümü bozdum. Büyük suç işledim. Ben seni her şeyden hatta Yaseminden daha çok seviyorum. "dedi. Giyindi. çıktı gitti. Bir gazete aldı. Okudu. Gazetinin ilk sahifesinde büyük harflerle

(…VE ALLAH AŞKI YARATTI.)

yazıyordu. Aytekinin büyük boy resimleri vardı. Altında.

(AYTEKİN, GÜNEYLİ ALLAH AŞIĞI BIR GENç (ALLAH DAN BAŞKA HİÇ BİR KİMSEYE AŞIK OLMAYIN.) diyerek vaazlar veriyordu. şimdi kendi güzellik kıraliçesi Yasemin′e aşık oldu. Onunla evlendi.)Yazılıydı. Aytekin gazeteyi yırttı çöpe attı. Genç çizgisiz yüzü çizgilerle doldu ve ağıt yazdı. şehri terketti top dağına tırmandı. Yüksek kayalıkların üzerine geldi. Güneş Yasemin′in penceresinden içeriye girdi. Yasemin′in pembe yanaklarını öptü. Onu uyandırdı. Yasemin gözlerini açtı. Yatakta Aytekini aradı. Göremeyince kalktı giyindi. Toplantı salonuna indi.

Salondakilere: "–Aytekin nerede? "dedi.

Salondakiler: "–Sabah erken hiç konuşmadan çıktı gitti çok üzgün birhali vardı. çelik yeleyi, çelik şapkası ve silahı yoktu. "dediler.Yasemin′in genç çizgisiz parlak yüzü korku çizgileriyle doldu. Korku yazdı. Güzel yeşil gözleri ıslandı. "–Allah düşmanlarının Aytekin′i öldürmelerinden korkuyorum. Allahım sen Aytekin′i koru. "dedi. Otomobiline bindi. Hızla sürdü. Her yerde Aytekini aradı. Devamlı ağlıyordu. Bir Allah aşığına rastladı. Ona: "–Aytekin′i gördünmü? "diye sordu. ALLAH aşığı: "–Yüksek kayalıklara taraf gidiyordu. çok üzgün bir hali vardı. "dedi. Yasemin otomobilini sürdü. Yüksek kayalıklara geldi. Otodan indi. Sağa ve sola devamlı koştu. devamlı "–Aytekin!, Aytekin! "diyerek bağırdı. Kendi sesi kayalıklara çarptı (Aytekin!) diye. Yankılar yaparak geri kendine döndü.

Aytekin yüz metre yüksek uçurum kayalıkların üzerinde devamlı ağlıyor. Ellerini göye kaldırdı. "–Sevgili Allahım. Seni her şeyden çok seviyorum. Hayatımı senin aşkın için bir kaç defa ölüme attım. Allah düşmanları bir kaç defa beni öldürmeye çalıştılar. Birkaç defa ölümün eşiğinden geri döndüm. Gene de kalbimden senin aşkını eksik etmedim. Kalbime senin aşkından başka hiçbir aşkı koymamaya yemin ettim. Fakat yeminimde duramadım. Kalbime Yasemin′in aşkını koydum. Yaseminin aşkı kalbimde devamlı büyüyor. Onu kalbimden çıkartmam imkansız. şimdi senin aşkınla Yasemin′in aşkı arasında eziliyorum. Seni Yaseminden ve Dünyadaki herşeyden daha çok sevdiğimi ispat etmek için. Yasemini de Dünyayıda terk ediyorum. Senin yanına geliyorum. "dedi. Yüksek kayalıklara taraf yürüdü. Yüz metre derinlikteki duvar gibi dik uçurum kayalıkların üzerinde durdu. Ellerini göye kaldırdı.

"–Yetmezmi Allah′ım bu gizli sevişmeler.

Aynaların gerisinde bu yarı öpüşmeler. Yetmezmi?

İzin ver. Kırılsın aynalar. Yırtılsın perdeler. Saldırsın azrailler. Izin ver.

Yetmezmi artık Allah′ım bu gizli sevişmeler?

Güneşlerinde seviştiyimiz yana yana.

Mehtaplarında dövündüyümüz.

Allah′ım sen kendimden de yakınsın bana.

Ben kucaklarındayken hasretim sana.

İzin ver açılsın kilitler. Sökülsün molekküller.

Kırılsın aynalar. Yırtılsın perdeler.

Başlasın artık Allah′ım büsbütün sevişmeler.

Elveda aşklarım. Elveda maşuklarım.

Güneşler güneşini buldum

Elveda mum ışıklarım. "diyerek.

Bağırdı. Yasemin Aytekin′in sesini duydu. Ona taraf koştu. Onu yüz metre dik yüksek uçurumların ucunda gördü.

"–Sevgili Aytekin′im! "diyerek bağırdı. Koşarak Aytekinin yanına geldi. "–Her yerde seni aradım. Seni öldürdüler diye çok korktum. Gel evimize gidelim "dedi. Aytekin′e sarıldı. Günlerce susuz kalmış bir insanın su içişi gibi Aytekini defalarca öptü.

Aytekin: "–Ben Allaha: (Kalbime Allah aşkından başka hiçbir aşkı sokmıyacağım.) diye söz verdim. Sözümden döndüm. Kalbime senin aşkını koydum. Allah aşkına ihanet ettim. Allahımı senden ve dünyadan daha çok sevdiyimi ispatlamak için seni de Dünyayıda terketmek Allahın yanına gitmek istiyorum. "dedi. Yasemin Aytekin′e sarıldı. Bağırarak ağladı.

"–Sevgili Aytekin′im. Benim kalbimde de Allah aşkı var. Fakat kalbimin öbür yarısında sen varsın. Sen de benim gibi yap. Kalbinin yarısında Allah aşkını besle. öbür yarısında da benim aşkımı besle. "dedi.

Aytekin: "–Sevgili Yasemin bizim aşkımız. Denizlerin ortasındaki buzdan saray gibidir. Birgün gelecek o buzdan saray muhakkak eriyip yok olacak. O zaman ikimiz de üzüntüler denizinde boğulacağız. Ben bir defa o buzdan saraya çıktım. Oturdum. O saray eridi. Altımdan yok oldu. Gitti. Ben üzüntüler denizinde boğuluyordum. Gökten Allahın aşk halatı bana sarktı. Ben o aşk halatına tutundum, kurtuldum. şimdi ikinci defa aynı hatayı yaptım. Gene denizlerin ortasındaki buzdan Yasemin′in sarayına çıktım, oturdum. Allahın aşkına ihanet ettim. üzüntüler denizinde boğuluyorum. "dedi. Bir ayağını uçuruma uzattı.

Yasemin: "–Ay! .."diye bağırdı. Ileriye atıldı. Aytekin′i arkadan kucakladı, geriye çekti.

Yasemin: "–Sevgili Aytekin′im sen ölürsen ben artık bu dünyada yaşıyamam. Dünya benim için ateşten küre olur. Ben o ateşten kürrrenin üzerinde yaşıyamam. Bende seninle beraber bu uçurumlardan aşağıya kendimi atacağım. "dedi. Aytekin yerden bir yaseminçiçeği kopardı. Yasemin′in altın sarısı saçlarının arasına soktu, Aytekin yerden bir avuç toprak aldı.

"–Sevgili toprak biz yıllarca seni ayaklarımızın altında ezdik. Sen genede bize Yasemin çiçekleri verdin. Bizde senin kucağına geliyoruz, biz de senin gibi toprak olmak istiyoruz. Biz de insanlara Yasemin çiçekleri vermek istiyoruz. "dedi. Aytekin ve Yasemin uçurumun ucuna geldiler. Aşağıya baktılar. Biribirlerine sıkıca sarıldılar. Tam o anda arkalarında gene o aksaçlı. Ay gibi nur yüzlü Allah aşığı adam göründü nurlu yüzü Allah aşkıyla ışıklar saçıyordu. Aytekin′i ve Yasemin′i kucakladı. Havaya kaldırdı. Uçurumlardan geriye çekti.

"–Selamlar. Sevgili Aytekin ve sevgili Yasemin. Allah Tabiat fabrikasını yaratmadan önce düşündü. Dünya üzerinde Allahı çok seven Allaha aşık olan akıllı insanlar yaratmak istedi. Yarattığı bu insan neslinin çoğalmasını milyonlarca sene yaşamaya devam etmelerini istedi. Bunun için ALLAH AşKI YARATTI. Insanların çoğalmaları için dişilerin kanında dişilik (ostrojen) hormonlarını, Erkeklerin kanında erkeklik (testrojen) hormonlarını yarattı. Dişi sevdiği bir erkeği görünce ve Erkek sevdiği bir dişiyi görünce vücudundaki bu sex hormonları beynine sex yapması için baskılar yaptı. Onu sex yapmaya mecbur etti. Onlar sex yaptıkları zaman ALLAH onlara mükafat olarak en büyük zevki ve en büyük mutluluğu verdi. Onlar sex yapamadıkları zaman onlara ceza olarak ıztıraplar verdi. öyle bir an geldiki. O erkek ve o dişi birleşip sex yapmak için ölüm tehlikesini bile kabul ettiler. Engel olmak istiyenleri ezip geçtiler. Allahın istediyi o sex birleşmesini yaptılar. Sevgili çocuklarım. Yüce Allah şimdi sizin aranızda aşkı yarattı. Allah sizin biribirinize aşık olmanızı, sevişmenizi, Allah aşığı çocuklarınızın doğmasını istiyor. şimdi siz. Bir elinizle, ALLAH′tan size sarkan ALLAH AşKI halatını tutarsanınız biribirinize aşkla sarılırsanız. Evlenirseniz. Allahı çok sevindirmiş olacaksınız. Sağlam kayaların üzerindeki Allahın mermer saraylarına oturacaksınız. Hiç yıkılmıyacaksınız ebediyyen mutlu olacaksınız. çünkü siz biribirinizi sevdikçe ve aynı zamanda Allahın aşk halatınıda belinizde bağlı tuttukça hiç bir zaman üzüntü denizinde boğulmıyacaksınız. "dedi. Aytekin′in yüzündeki ıztırap ve ölüm yazan çizgiler silindi. Yüzü karanlıklardan mehtaplara çıkan yuvarlak ay gibi parladı. Yüzünün birinde Allahın aşkı, öbür yüzünde Yasemin′in aşkı yazıldı, parladı sevinç, mutluluk yazıldı. Yaşlı adamın elini tuttu öptü.

"–Baba sen bizi karanlıklardan aydınlıklara çıkarttın. Biz susuz, ıssız çöllerde yolumuzu kaybetmiştik. ölümün eşiğine gelmiştik. Sen bize ölümsüz mutluluğun hayat suyunu içirdin. Bizi kurtardın. Seni hiç unutmıyacağız. Bir elimizle biribirimizin aşkını tutacağız. öbür elimizle Allahın aşk halatını tutacağız. Allahı devamlı memnun edeceyiz. "dedi. Yaşlı adam: "–Allah sizi ebediyyen mutlu etsin. "dedi. Uzaklaştı gitti. Gözden kayboldu. Aytekin ve Yasemin biribirlerine sarıldılar, öpüştüler gülümsediler. O yaşlı Allah aşığının ardından koştular onu aradılar. Bulamadılar. Yeşil çam ağaçlarının altında çiçeklerin arasında uzun zaman seviştiler. Kalktılar evlerine geldiler. Yasemin′in telefonu çaldı. Yasemin telefonu açdı. Allah Düşmanları örgütünün başkanı gene köpek havlaması gibi bir sesle. "–Ikinizi birlikte öldüreceğim! "diye bağırdı.

Yasemin: "– Bana Aytekin′i öldürmem için verdiğin on milyon doları sana geri iade edeceyim. çünkü ben Aytekin′e aşık oldum. Penceremin altına gel. Zilime bas. Para çantanı pencereden sana atacağım.

Servetler servetini buldum Servetler senin olsun.

Elveda buzdan aşklarım.

Güneşler güneşini buldum.

Elveda mum ışıklarım.

"dedi. Ve telefonu kapattı.

>>>>><<<<<

Aytekin şehir meydanında Halka demokrat Aytekinizmi anlattı.

Halk (–çok yaşa Aytekin! çok yaşa AYTEKİNİZM! diyerek bağırdılar. Demokrat AYTEKİNİST bayraklarını havada salladılar.

Gazeteler ve Televizyonlar. Baş haberlerde: "– Yarın Kuzey ülkesinin her şehrinde Hükümet Başkanı ve parlementerler için seçimler yapılacak. Seçimleri Demokrat AYTEKİNİST parti Başkanı Aytekin′in büyük çoğunlukla kazanacağına kesin gözüyle bakılıyor. "dediler. Kuzey ülkesinde her şehirde her mahallede seçim sandıkları kondu. Halk oylarını vermek için seçim sandıklarına geldiler. Akşam oldu. Sandıklar açıldı. Oylar sayıldı. Dünya televizyonlarının hepsi Kuzeydeki seçim sonuçlarını yayınladılar. Televizyondaki konuşmacı: "–Kuzeyde yapılan seçimleri %90 oy çokluğu ile Aytekin kazandı. Aytekin, Kuzey Hükümetinin Başkanı seçildi. Başkan vekilliğini Aytekin′in eşi Yasemin kazandı. Parlemantonun %90 çoğunluğunu Demokrat AYTEKİNİZM partisinin parlementer adayları kazandılar. şimdi yeni Hükümet Başkanımız Aytekin bey konuşacak. "dedi. Televizyon ekranında Aytekin ve yanında eşi ve yardımcısı Yasemin göründüler.

Aytekin: "–Sevgili vatandaşlarım. Allah′ın selamı ve sevgisi hepinizle beraber olsun. Bana oy verdiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. Size verdiğim sözlerin hepsini aynen eksiksiz yapacağım. ülkemizde evsiz, işsiz, aç, çıplak, ağlayan hiç bir insan kalmıyacak. Herkese ev, iş, aş, vereceyiz, herkesin yüzünü güldüreceyiz. Yakında Güney ülkesinde de genel seçimler yapılacak. Oradada büyük oy çoğunluğu ile Demokrat AYTEKINIST partimiz kazanacak. "dedi. Kuzey ülkesinde üç gün bayram yapıldı. Halk sokaklarda bütün gün ve gece dans ettiler, eylendiler.

"–çok yaşa Aytekin! çok yaşa Demokrasi, çok yaşa AYTENKİNİZM! "diyerek bağrıştılar. Havada patlıyan, renk renk ışıklar saçan gök fişeklerinin sesleri davul seslerine karıştı. Hükümet Başkanı Aytekin parlementoyu topladı. Demokrat AYTEKINIST federal Cumhuriyeti Hükümetini kurdu. Elindeki ortasında beyaz bir yıldız olan mavi bayrağı havaya kaldırdı.

"–Işte bu bayrak Dünya Demokrat AYTEKİNİST Federal Cumhuriyetler Birliği Hükümetinin bayrağı. Ortasındaki yıldız, bizim yıldızımız. Daha sonra Dünyanın 900 veya daha çok ülkesindede Demokrat AYTEKINIST Hükümetler kurulacak bu bayraktaki yıldız sayısı 900 veya daha çok olacak. "dedi.

YILLAR SONRA

Aytekin: "–Sevgili Demokrat vatandaşlarım. Bugün Karanlık ülkenin Allah düşmanı zalim Diktatörü öldürüldü. Karanlık ülkenin Demokrat AYTEKINIST partisi Hükümet Kurdu ve Bizim bayrağımızın altına girdi. Böylece Mavi Bayrağımızın üzerindeki yıldız sayısı 900 oldu. Dünyanın her şehrinde 3 gün bayram ilan ediyorum. "dedi.

üç gün Dünyanın her şehrinde halk meydanları doldurdular. Müziklerle dans ettiler. Geceleri hava fişekleri attılar. Hava fişekleri göklere uzandılar göklerde patladılar. Renk Renk çiçekler gibi açıldılar. Halkın ellerinde büyük mavi 900 yıldızlı bayraklar dalgalandı. Halk hep bir ağızdan.

"–Dünyayı kurtaran adam. Aytekin çok yaşa! çok yaşasın Demokrat AYTEKINIZM! Dünya yaşadıkca sende yaşa. "diyerek çoşkuyla bağrıştılar.

Aytekin , parlementoda parlementere (–Sevgili parlementerler Böylece Büyük Dünya Demokrat Aytekinist Federal Cumhuriyetler Birliğini kurduk. Ana yasamızı hazırladık. Sizlere ana yasamızı okuyorum:

1. Demokrat Aytekinist Hükümetin şekli Demokrat, Cumhuriyettir. Her 3 yılda bir ülkenin her şehrinde, her mahallesinde, her köyünde seçim sandıkları konacak. 18 yaşını bitiren her insan bu sandıklara istediyi insanı parlementer seçecek. Yazıp oy sandığına atacak. 30 yaşını bitirmemiş olan ve 70 yaşını bitirmiş olan hiç bir kimse Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan, Parlementer, Belediye başkanı, Ordu başkanı olamazlar. Akşam olunca oy sandıklarını koruyan görevliler heyet huzurunda oz sandıklarını açacaklar. Oyları sayacaklar. Cumhur başkanlığı için atılan oyların yüzde ellibirini alan cumhur başkanı adayı hangi ırktan, hangi dinden olursa Cumhurbaşkanı olacak. Parlementer seçimi için atılan oyların yüzde ellibirini alan parlementer adayı hangi ırktan, hangi dinden olursa parlementer olacak. Parlementerler, yapılan kanun için parlemantoya konan oy sandığına (Evet) veya (Hayır) oyunu atacaklar. Sandıktaki oyların yüzde ellibiri (evet) olursa o kanun kabul edilecek. O kanuna itaat etmiyen Cumhurbaşkanı bile olsa eşit şekilde cezalandırılacak.

2. Irkcılık yasaktır. Hiç bir ırk kötü deyil. Her ırk eşittir ve kardeştir. Herhangibi ırka hakaret edenler her kim olursa olsun cezalandırılacaktır.

3. Her insan kendine ve başkalarına zarar vermemek şartı ile bağlı olduğu dinin icabı olsa veya olmasa her istediyini iş saatleri dışında yapmakta hürdür. Mesela ibadet yerleri yapabilir. O ibadet yerlerinde toplanıp ibadet yapabilir. Dinini öyrete bilir. Engel olanlar insanların zararsız inançlarını zorla deyiştirmeye çalışanlar hapiste çalıştırılarak cezalandırılırlar. Eğer o insanın inancı ve yaptığı iş yanlışsa, veya zararlı ise o inancın ve o işin yanlış ve zararlı olduğunu o insana ispatlıyabilir. Bu suç olmaz.

4. Suç işliyenlere hapiste çalıştırılarak ceza verilir. Işkence yapmak, yaralamak, öldürmek, yasak.

5. Tembellik insan topluluklarını felç yapan bir hastalıktır. Hür veya hapis çalışabilen her insan her gün sekiz saat çalışmaya mecbur. çalışmıyanlar hapiste çalıştırılarak cezalandırılırlar. Hapisteki insan çalışmazsa daha ağır işte çalışarak cezalandırılırlar.

6. Insanları köle yapanlar. Insanları yaralıyanlar, aşağılıyanlar hapiste çalıştırılarak cezalandırılırlar. öldürmek için saldırmıyan insanı, öldüren insan ömür boyu yalnız odada bir çarkı her gün on saat çevirerek elektrik üreterek cezalandırılır. Hırsızlık yapanlar hapiste çalıştırılarak cezalandırılır. Yenebilen meyva veren ağcı kesenler, doğurabilen zararsız genç hayvanı kesenler. Hapiste çalıştırılarak cezalandırılırlar.

7. Sağlığa zararlı olan eroin, kokain, afyon, esrar, alkollü içkiler, tütün ve bunlara benziyen zararlı şeyleri üretenler, satanlar, kullananlar hapiste çalıştırılarak cezalandırılırlar. Box gibi sağlığa zararlı sıporlar ve işler yasak. Doğumu engelliyen her yol yasak. Kurtaj yasak kurtaj yapanlar ve yaptıranlar doğumu engelliyen ilaçları üretenler, satanlar, kullananlar, kadınların ve erkeklerin şehvet uyandıran organlarını keserek isteksiz yapanlar hapiste çalıştırılarak cezalandırılırlar.) Aytekin Anayasayı okuduktan sonra parlementerler onu coşku ile alkışladılar.

Aytekin (–Sayın parlementerler, Anayasayı oyunuza sunuyorum.) dedi. Ortaya oy sandığı kondu parlemnterler isim sırasına göre teker, teker geldiler oy sandığına (EVET) veya (HAYIR) oyllarını attılar. Oylama bitince sandık açıldı. Oylar sayıldı yüzde 99 çokluk (EVET) dediler.

Aytekin mikrofonu aldı (–Sayın parlementerler Anayasamıza (EVET) dediniz. Yüce Allah bu Anayasayı hepimize, bütün insanlığa hayırlı etsin.

"–Sevgili insanlar. Allah′ın selamı ve sevgisi hepinize olsun. Büyük Dünya Demokrat AYTEKİNİST Federal Cumhuriyetler Birliği Hükümetini kuralı 5 yıl oldu. 900 kadar küçük Demokrat AYTEKINIST Hükümetler parlemetolarında birer temsilci seçtiler bize gönderdiler. Asker, silah, vergi gönderdiler. Ordumuz çok kuvvetlendi. Komşularına saldıran bir kaç küçük Federal Hükümeti, parlemantomuzda muhakeme ettik. Saldırı emrini veren hükümet Başkanlarını ve yardımcılarını, ordu başkanlarını, tutukladık. Demokrat AYTEKINZMI yıkan ve dikta rejimi kuranları, ALLAH aşkını yasaklıyanları tutukladık. O federal ülkede hür Demokrat seçimler yaptık, oy çokluğuyla başkan ve parlementerler seçildiler. Görevlerine başladılar. Böylece harpleri büyümeden durdurduk. Hiçbir küçük Demokrat AYTEKİNİST Federal Hükümetin mensuplarının komşularına saldırmaya Demokrat AYTEKINIZMI yıkmaya, dikta kurmaya, ALLAH aşkını yasaklamaya cesaretleri kalmadı. Dünyanın her yerinde meyvası yenmiyen ağaçları söktük meyvası yenen ağaçlar diktik. Ekilmeyen boş arazi bırakmadık. Her yeri ektik. Dünya üzerinde aç insan kalmadı. "dedi.

Beslenme kamyonları meyva, sebze, ekmek, et, süt, tahıllarla yüklendiler her kamyon kendi bölgelerine gittiler. Caddelerde hoperlörlerle

"–Evinde meyva, sebze, et, süt, ekmek, ve her hangi bir yiyecek olmıyanlar gelsinler parasız alsınlar. " diye bağırdılar.

Evlerin pencereleri açıldı.

"–Dünyayı kurtaran adam Aytekin ve Aytekinizm çok yaşasın evimizde her yiyecek var. Hiçbir şeye ihtiyacımız yok. "diye bağırdılar.

Iş dairesindeki memur: "–ülkemizde işsiz hiçbir kimse kalmadı. Ben boş oturuyorum. "dedi. Takvimlerin yaprakları teker teker ardarda hızla yere düştüler. Aytekin ve Yasemin şehir meydanında konuşma kürsüsüne çıktılar. Aytekin mikrofonu eline aldı.

"–Sevgili insanlar Allah′ın selamı ve sevgisi sizinle olsun. Bütün dünyaya sesleniyorum. Ben bu yola çıkarken

(savaşları durduracağım.) diye söz verdim. Yeryüzünde savaşan bir ülke kaldımı? "diye sordu.

Halk hep birden: "–Savaşan hiçbir ülke kalmadı. Sen çok yaşa Dünyayı kurtaran adam Aytekin. çok yaşasın AYTENKINIZM! "diye bağrıştılar.

Aytekin: "–Ben buyola çıkarken (Dünyanın her yerinde hangi dinden, hangi ırktan, herkim olursa olsun hiçbir insan köle olmıyacak) diye sözverdim. Dünya üzerinde hiçbir insan köle kaldımı? "diye sordu.

Halk hep birden: "–Dünyayı kurtaran adam, sen çok yaşa Aytekin bey kölelerin hepsini hür yaptın çok yaşasın Aytekinizm ! diye bağrıştılar.

Aytekin:"–yeryüzünde hiçbir insan aç çıplak, işsiz. Kaldımı? "diye sordu.

Halk hep birden: "–Yaşasın AYTEKİNİZM! Sen çok yaşa Dünyayı kurtaran adam Aytekin bey sayende hiçbir kimse aç, çıplak, işsiz, evsiz kalmadı. Her kes tok, herkes giyili, evli. çok yaşa Aytekinizm ! "dediler.

Aytekin: "–Hasta olupta tedavi edilmeyen hiçbir insan kaldımı? "diye sordu.

Halk hep birden: –çok yaşasın AYTEKİNİZM! Sen çok yaşa Aytekin bey sayende hiçbir tedavi edilmiyen hasta kalmadı. çok yaşa Aytekinizm ! "dediler. Aytekin ellerini göye kaldırdı.

"–Büyük yaratan, herşeyi yoktan vareden, yüce Allahım kurduğum bu Büyük Dünya Demokrat AYTEKİNİST Federal Cumhuriyetler Birliği Hükümetini, bu sulhu bu mutluluğu Dünya durdukça insanlar yaşadıkça yaşat, koru. "dedi.

Halk hep birden: "–Amin! "dediler.

>>>>>>><<<<<<<<

Bu romanımın özetidir. Tamamını okumak isterseniz benden isteyin size parasız göndereceyim. Aşağıdaki etiketi çoğaltın duraklara, duvarlara ve herkesin görebileceyi yerlere yapıştırın ve dağıtın.

 photo flyer_turk.jpg


Seite 1

İçindekilere geridön